bu post kendime daha fazla kızmayayım diye...

Perşembe, Mayıs 26, 2011


Bloga girip girip bakmak da neyin nesi? Benim yerime bir başkası yazacak sanki. Bak yine yazmamışım diye kendi kendime kızıyorum heyhat!
Şimdi bu tek fotoğraf ve birkaç satırla kendimi kandırıp mutlu olacağım.

Hazır elim değmişken...

2 gündür stresini yaşadığım işi bu sabah bir çırpıda halledivermenin verdiği rahatlık, akabinde yarattığı mutluluk gün boyu tatlı bir heyecan şeklide nüksetti.

ve dahası...

Ahmet Şerif İzgören'i bilmem kaçıncı defa dinlemenin verdiği keyif ve beyinde dolaşan onlarca sorgulama...
Bahar vesilesiye günlerdir sürekli ve bilinçli bir şekilde içe oksijen doldurma hadisesi, bahar sevdası...
Kusursuz bir şekilde geçen 4 günlük muhteşem tatil...
Çekilmiş 1500 kare fotoğraf, tatlı anlar, güzel hatıralar...
Yazılmayı bekleyen postlar, okunmayı bekleyen kitaplar...
2 gündür makineye yerleşmeyi bekleyen bulaşıklar, bardak koyacak yer bulamayacak kadar dolu olan sehpalarım nedeniyle bekar erkek evine dönen evim...
Arayıp bulma, edinme, bitiriverme, yenisine başlama, ötekine hazırlanma telaşları...
Velhasıl vaziyet heyecanlı ve telaşlı.
Hadi hayırlısı.

You Might Also Like

0 yorum

Subscribe