Bu aralar bebek ziyaretleri ve bebek hediyeleri arasında geçiyor günler. Bebek gündemimde Yağmur ve Asya var. Bir de küçük meleğim Eylül var tabi, bebek değil gerçi o ama olsun benim küçük hanımım. ...
1.80'lik yılbaşı ağacı salonun baş köşesine inceden kurulmuş, el birliğiyle, emek emek toplanan yılbaşı süsleri ile birlik olmuş büyük yılbaşı hareketini başlatmak üzere ayaklanmışlardır... Böylesine destansı şimdilerde yeni yıl sevinci. Bir gün sonrasının bir gün öncesinden farkı olmadığını bile bile hem de. Olsun varsın. Mesele o değil ki zaten, mesele neden bulmak. Gülümsemeye, umutlanmaya, motive olmaya, hoşluk yaratmaya, hayata renk katmaya falan... Bir ağaca astığın anlamlı...
Hayatın gerçekleriyle yüzyüze gelinceye kadar kuruluyor şimdilerde hayaller. Sepetten taşmaya başlayan hobi malzemeleri... Sehpanın alt rafının eğilmesine neden olan kitaplar, dergiler, kataloglar... Beynimi isyan ettiren fikirler, düşünceler... Defterlere sığmayan hayaller... Bitmeyen istekler... Yarım kalan işler... ve çok daha fazlası ile meşgulken bu beyin, kalp ve beden, alarmın sesi ile yüzleşiyor her sabah... Hadi bakalım rafa kaldır 13 saat daha hayalleri, kalkar kalkmaz yeniden o yatakta...