öyle işte...

Çarşamba, Ocak 12, 2011



Daha önce olduğu gibi yine bir yolculuk sonrası adaptasyon sorunu...Kastettiğim işe adaptasyon falan değil. Bildiğin hayata adaptasyon işte! Düzene...

Başka bir ülkeye gitmiş olsam da dönüşüm çok kolay oldu. Yani "benim burada ne işim var?", "ne çabuk geçti!", "offf ya dün bu saatlerde şuradaydım" tripleri falan yaşamadım, harika. Hiç gitmemiş gibi başladım iş haftasına. Bir şeyleri ayırabilmeyi, ait olduğu yerde ve şekilde bırakmayı başarabiliyorum çünkü. Tatil muhteşem geçti, o ayrı. Anlatması da bir başka posta...

Ama nedense bir dağılmışlık oldu. Evde, evimin düzeninde. Dönüşten ancak bir hafta sonra valizin içini boşaltabildim. Bir bavul çikolata ve bisküviyi eve gelir gelmez bir çırpıda çıkarsam da kıyafetler için o kadar hızlı davranamadım.
Herkesin hediyelerini kafamda ayırsam da fiziksel olarak ayıramadım.
Misafirim geldikçe, ben gittikçe bir kısmını versem de hala bir torba çikolatam evde :)

Yılın sonu, başı telaşı, bu döneme ait zamanlı işler, sürmekte olan büyük projelerle boğuşmam oldukça zorluyor beni bu dönem. Neredeyse bütün günü bilgisayara bakarak geçirince eve gelince gerçekten hiç istemiyor canım. Yazmaya ara vermeyi de sevmiyorum. Sayısız postlar yazılıyor kafamda gün içinde, defalarca. Evde sayısız fotoğraf. İstiyor canım hepsini koymak, aklımdan her geçeni yazıp kayda geçirmek.
Her şeyin bir zamanı olduğuna da yürekten inanırım ama. Kasmıyorum o nedenle. Şimdi şimdi daha da bir değişiyorum üstelik. Alınmış ve çoktan uygulamaya koyulmuş ciddi yeni yıl kararlarım da var ayrıca benim.
Ben pişiyorum, yazılarım da demleniyor benimle birlikte.

Eşref saati geldiğinde yazacağım o nedenle!

You Might Also Like

0 yorum

Subscribe